Ülkemizde son yıllarda yaygınlaşmaya başlayan bu yöntem dünya çapında uzun süredir kullanılmaktadır. Bugün itibariyle artık farklı teknolojilere sahip birçok lingual braket tipi ve sistemi mevcuttur. Lingual ortodontide kullanılan bu teknolojilerin geleneksel ortodontik mekaniklerde kullanılan teknolojilere göre daha üstün ve maliyetli olması, ortodontistin hasta başında geçirdiği sürenin daha uzun olmasının doğal bir sonucu olarak, bu yöntem ile yapılan tedaviler geleneksel yöntemle yapılan tedavilere göre hasta açısından daha maliyetli olmaktadır.
Lingual ortodontinin en büyük avantajı, braketlerin dişlerin iç yüzeylerine yerleştirilmesi sayesinde hastanın tedavi gördüğünün dışarıdan fark edilememesidir. Bu yöntemle tedavi edilen yetişkin bireylerde estetik açıdan tam bir tatmin sağlanabilmektedir. Tedavi gördüğü anlaşılmayan birey günlük rutinine normal bir şekilde devam edebilmektedir.
Ancak yöntemin bu olumlu özelliklerinin yanında bazı olumsuz özellikleri de mevcuttur. Lingual bölgede (dişlerin iç yüzeyi) bukkal bölgeye (dişlerin ön yüzeyi) göre braketler arası mesafe daha kısa olduğu için ark teli aktivasyonu bazı durumlarda azalabilmekte, bu da diş hareketlerinde gecikmeye sebep olabilmektedir. Bunun sonucunda her vaka için geçerli olmasa da tedavi süresi normale göre bir miktar daha uzayabilmektedir.
Yine değinilmesi gereken önemli bir konu da braketleme sonrası dildeki değişikliklerdir. Braketleme işleminin hemen sonrasında dilde rahatsızlık hissi ile birlikte küçük çaplı irritasyonlar ortaya çıkabilmektedir. Bu durum normaldir ve bir haftalık süre zarfında doğal bir sürecin sonucu olarak kendiliğinden geçmektedir. Bu bir haftalık süreçte rahatsızlık hissinin hafifletilmesi için ortodontistin alabileceği önlemler de mevcuttur.
Braketleme sonrası ortaya çıkan başka bir durum da konuşmadaki değişikliklerdir. (Lingual braket takılan bir hastanın video blog postuna buradan erişebilirsiniz.)Bu farklılık dilin dişlere değdiği bölgelerde braketleme yapılmış olmasının doğal bir sonucu olarak ortaya çıkar. Kalıcı değildir, kişinin yeni duruma adapte olması ile konuşmadaki farklılık eski haline dönmektedir. Bu noktada kişinin sosyal cesareti ve pratik yapması sürecin hızlanması açısından önemli bir rol oynar. Kişi normal rutinini bozmadığı taktirde bir ay içerisinde konuşmasındaki değişiklikler eski haline döner. Ancak bazı durumlarda bu süre bir miktar daha uzayabilir.
Bugüne kadar ülkemizde lingual ortodontinin yeterince yaygınlaşmamasının en önemli sebebi, ortodontistlerin bu yöntemle yapılabilecek tedavilerin kısıtlı olduğuna dair yaygın bir kanıya sahip olmaları ve bu yönteme karşı çekingen davranmasıdır. Ancak bu yanlış kanının aksine lingual ortodonti ile birçok farklı vaka başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Literatürde ortognatik cerrahi ile kombine yapılmış lingual ortodonti uygulamalarına dair raporlar dahi mevcuttur. Lingual ortodontinin uygulanamadığı bazı vakalar da vardır, ancak bu durum genel olarak geleneksel ortodontik tedaviler için de geçerlidir ve bu vakalar hasta populasyonunun küçük bir bölümünü oluşturmaktadır.